Farklı olmalıydı bu gece diğerlerinden...
Geçerli nedenleri vardı çünkü gecenin. Ve haketmişti bambaşka olmayı...
Mübarekti gece...
24 şehidin gidişini, 1 şehidin gelişine bağlayan geceydi bu gece...
Karmaşıktı gece... tarifi zordu...
Yüklemi yoktu... Öznesi ise çoktu...
Bir yanı hüzündü gecenin... Yüreklerin bile kramp tuttuğu...
Bir yanı sevinçti... 91'li yılın, ümmete sunduğu lütuftu...
Bir yanı öfkeydi gecenin... Dünyayı ateşe vermek istercesine...
Bir yanı metanetti... "Veren Sen'sin, alan Sen..." teslimiyetiyle...
Bir yanı gürültüydü gecenin... Anne feryatlarıyla dolup taşan...
Bir yanı sessizlikti... Sukûnetti... Artık sözün tükendiği yerdi...
En çokta özlemdi gece... Biliyorduk, gidenler dönmeyecekti...
Ama bu kez uyku değildi gece...
Sıcacık yataklar, kaygısız yatışlar, ard arda düşler değildi...
Farklıydı diğerlerinden...
Derindendi sızı...ve hatta en derinden...
Duaydı bu gece...
El açıştı... Yakarıştı... Gözden akan yaştı...
Kavrulmuş yüreklerden yükselen Yasinler, Fatihalar'dı...
Şükürdü gece...
Acı bedellerin ardından, sığınabildiğimiz bir liman vardı, adı imandı...
Zalimin hesaplarını alt üst edecek bir plan biliyorduk, sahibi Allah'tı...
Kalbe inşirah veren o adalet günü, biiznillah bizim için vuslattı...
Bedduaydı gece...
" Kahret ya Rab!" diyen anne çığlıklarıydı...
Damarları çatlarcasına sıkılmış baba yumruklarıydı...
Topyekün koca bir milletin ahıydı...
Ve Sen Furkan...
Yüreğimden kederlerle dökülen 24 yaprağın arasında...
Umut için yeşeren 1 fidan edasıyla...
İçimin sonbaharında, kucak dolusu ilkbahar getirdin bana...
İyi ki doğdun, iyi ki girdin yaşantımıza...
İşte böyle bir geceydi benimkisi...
Ne takvimin 19'undaki karanlık, yeşeren fidanımı gölgede bırakabilir,
Ne de 20'sinin müjdesi, kanı dökülmüşlerimin acısını bastırabilir...
Yas'ımda, gözyaş'ımda...
Kutlu'mda, lütfumda...
Dua'mda, beddua'mda...
Hepsi benimleydiler bu gece...
Gocunmadım her birinin duygusunu dolu dolu yaşamaktan.
Çünkü ümmet ve sünnet takıntım var benim.
Çünkü vefalıydım ben bu gece... vefalıydım hem milletime, hem ümmete...
Kimisi güneş misali doğarken hayatlarımıza...
Kimisi bir Hilâl uğruna batan güneşlerdi...
Hepsi bizimdi, hepsi bizdendi...
Ve gece... "gelen"iyle de, "gidenler"iyle de...
Buram buram şehadetti...
Hilal EROĞLU
19-20 Ekim 2011